Kelimeler Okyanusu

Köprü…

large (5)

Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yaşayan iki erkek
kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasındanda bir
anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk
kez görülen bu anlaşmazlık, giderek büyüdü ve kardeşler arasın-
da ayrılığa neden oldu. İki kardeş, birbirlerine yalnızca küsmek-
le kalmadılar, yıllardır ortaklaşa kullandıkları tarım makinelerine
değin sahip oldukları tüm araç gereçlerini ve mal varlıklarını da
ayırdılar. Küçük bir yalnış anlama sonucu başlayan anlaşmazlığı
izleyen ayrılık, giderek büyüyen bir uçuruma dönüştü ve en so-
nunda yerini, karşılıklı kullanılan hoş olmayan sözlere bıraktı.
Bunun arkasından beklenenler oldu ve kardeşler önce şiddetli
bir kavga, sonra da ürkütücü bir sessizlik yaşanmaya başladı.
Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi. Elinde
büyük bir marangoz çantası vardı. Ev sahibinden geçiçi bir iş istedi:
“Yapılacak ufak tefek bir işiniz varsa, size yardımcı olmak
isterim” dedi.
“Elimden hemen hemen her iş gelir. Birkaç gün çalışırım, işi
bitiririm.” Büyük kardeşin aklına o an bir “iş” geldi.
“Evet, sana göre bir işim var” dedi ve küçük kardeşinin çiftli-
ğini işaret etti:
“Şu derenin karşısındaki çiftlik, komşumundur. Daha doğru-
su, benim küçük kardeşime aittir o çiftlik. Geçen haftaya dek be-
nim çiftliğimle onun çiftliği arasında bir otlak vardı. Sonra o,
buldozeriyle oraya ırmak bendi yaptı ve şimdi aramızda, otlak
yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayıran bir dere var.”
İş isteyen adam, büyük kardeşin söylediklerini dikkatle dinle-
dikten sonra sordu:
“Benden ne yapmamı istiyorsunuz?” dedi.
Büyük kardeş önce kuşkusunu, sonra da kararını açıkladı:
“Kardeşim bunu, bana acı vermek için yapmış olabilir.” dedi.
“Fakat şimdi ben, onun yaptığından daha büyük bir şey yapa-
cağım.”
Bunları söyledikten sonra adamı aldı, ahırların olduğu yere
götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi:
“Senden, bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasında üç met-
re yükseklikte bir çit yapmanı istiyorum” dedi. “Kaç gün çalışırsan
çalış, nasıl yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki, gözlerim
kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın.”
İş arayan usta, başını salladı:
“Sanırım durumu anladım, efendim” dedi. “Şimdi bana çivilerin,
kazma ve küreğin yerini gösterin ki hemen başlayayım.”
Büyük kardeş ustaya kazma, kürek ve çivilerin olduğu yeri
gösterdikten sonra, alışveriş yapmak için kasabaya gitti.
Usta ise, tüm gün boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı
bir biçimde çalışmaya koyuldu.
Akşam güneş batarken o işini bitirmiş, çiftlik sahibi büyük
kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu. Çiftli-
ğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan gözleri,
yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı. Karşısında, yapılmasını
istediği çit yoktu ama, derenin bir yakasından öteki yakasına
uzanan görkemli bir köprü vardı.
Biri kendi çiftliğinin toprağına, öteki küçük kardeşinin çiftliği-
nini toprağına oturtulmuş sağlam iki ayak üzerinde, yanlarındaki
korkuluklarına varıncaya dek tüm ayrıntılarıyla yapılmış ve tam
anlamıyla “usta işi” denilecek kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu.
Büyük kardeş, hala geçmeyen şaşkınlığı ile bu köprüyü seyre-
derken, karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelen
kişinin, komşusu, yani küçük kardeşi olduğunu anladı.
Kardeşi, kollarını iki yana açmış olarak köprünün karşı ucundan
kendisine doğru yürüyordu.
“Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve söylediğim
bunca kötü sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne denli iyi
ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin” dedi ağabeyine.
“Şimdi bir büyüklük daha yap sen de kollarını açarak bana gel…”
Köprünün iki ucundan ortaya doğru yürüyen kardeşler, köp-
rünün ortasında bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar.
Büyük kardeş bir ara arkasına baktığında, çantasını toplayıp,
oradan ayrılmakta olan ustayı gördü.
“Gitme, dur, bekle” diye seslendi ona. “Sana yaptıracağım birkaç
iş daha var, çiftliğimde…”
Usta gülümsedi:
“Ben buradaki işimi tamamladım, gitmem gerek” dedi ve ekledi:
“Yapmam gereken daha birkaç köprü var.”

Köprü…” için bir yorum

Yorumunu bizimle paylaş çünkü düşüncen bizim için önemli :)