Kelimeler Okyanusu

Nasipse…

camel-deve-kervan

 

Tarihi Semerkand şehrinden yola çıkmak üzere olan bir tacir, develerinden birinin sırtında semer olmadığını görünce, ilk gördüğü dükkandan içeri daldı. Dükkanın ustası namaz için mescide gittiğinden, işlerle çırak ilgilenmekte idi.

“Buyur beyim!”

“Bana acilen bir semer gerek”

“Hazırda semerim yok beyim, siz siparişinizi verin üç beş güne kadar hazır ederiz”

“Evladım senin ağzın ne söylüyor. Ben bugün yola çıkıyorum. Develerimden birinin sırtı boş. Neden boş gitsin hayvan. Ona bir semer vurmalyıım hmen..”

“İyi de beyim, hazırda yeni semerim yok.. Ben sana ne vereyim..”

“Fesübhanallah, Görmez misin kervan düzülmüş. Birazdan kervancıbaşının narasını duyarsın. Yola çıkacağız, hadi bak etrafına ve bana bir semer bul”

Semercinin çırağı ümitsizce sağa sola bakınırken, yıllardır tavanda asılı eski bir semere gözü ilişti.

“Bak efendi! Şu eski semer yıllardır orada asılı durur. Ne biz sattık, ne de almak isteyeni çıktı. Madem işin acele kırk para ver, al onu götür.”

Kervancının canı burnundaydı. Semerin iyisni kötüsünü, eskisini yenisini görecek hali mi vardı.

“Al parayı” dedi. “Al şu kırk parayıda ver bana o semeri”

Çırak o eski semeri iyi bir fiyata sattığı için sevinçli idi. Ustasına yaptığı bu karlı ticareti müjdelediğinde, kimbilir o da, ne kadar sevinecekti. TAcir, semeri aldığı gibi develerin yanına koştu. Az sonra semerci ustası dükkanına geldi.

“Selamunaleyküm”

“Aleykümselam usta! Sana iyi bir haberim var”

“De hele!”

“Şu tavana astığın eski semer var ya”

Ustanın gözü birden tavanda semerin asılı olduğu yere kaydı. Baktı semer yok, adamcağızın benizi oracıkta soluverdi. Dizlerini bir titreme aldı, dudaklarını da..

“Eee ne oldu evladım o semere”

“Bir kervancı geldi, tüccar bir adam. Aceleden semere ihtiyacı vardı. O eskidir işe yaramaz dediysem de dinletemedim. Kırk paraya sattım gitti..”

Usta olduğu yere çöktü. Meğer o semer adamcağızın kumbarası imiş. Senelerdir dişinden tırnağından arttırdığı altınları o semerin içinde saklarmış.

“Desene evladım, kırk yıllık mahsül kırk paraya gitti”

Çırak işin aslını astarını öğrenince, ustasından daha da üzüldü. Yaptığı hatanın kederinden ağlamaya, inleyip dövünmeye başladı. Usta olgun adamdı:

“Evladım üzülme böyle..” dedi. “Nasip ise gelir Hint’ten Yemeden’den. Nasip değil ise ne gelir elden..”

Aradan uzun bir vakit geçti. Ilık gölgelikli bir öğle vakti. O eski semeri kırk paraya alan tüccar, semerci dükkanının kapısında beliriverdi. Semer de yanında idi.

“Ben altı ay evvelisinde bu semeri sizden kırk paraya almış idim. Fakat yolda aklıma takıldı durdu. Bana bunu satan çırağın ustası acaba bu ticaretten razı geldi mi? Çırak benim acelem yüzünden ustasna soramamıştı. Ya usta bu alışverişten razı gelmedi ise ya çırağı azarlayıp cezalandırdı ise diye düşünüp durdum. İşte semeriniz, bunu geriye alın. BAna iyisinden yepisyeni bir semer yapın.”

Çırak ve usta birbirlerinin yüzlerine baktılar. Her ikisinin de aklından aynı şeyler geçiyordu:

“Nasip ise gelir Hint’ten Yemeden’den. Nasip değil ise ne gelir elden.”

Kelimeler Okyanusu

Öğrendim ki…

large (23)

 

Öğrendim ki…
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, gerisini karşı tarafa bırakırsınız.

Öğrendim ki…
Güveni geliştirmek yıllar alıyor, yıkmak bir dakika.

Öğrendim ki…
Hayatında nelere sahip olduğun değil kiminle olduğun önemli.

Öğrendim ki…
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün; ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.

Öğrendim ki…
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.

Öğrendim ki…
İnsanların başına ne geldiği değil o durumda ne yaptıkları önemli.

Öğrendim ki…
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle, her işin iki yüzü var.

Öğrendim ki…
Olmak istediğim insan olabilmem çok vakit alıyor.

Öğrendim ki…
Karşılık vermek düşünmekten çok daha basit.

Öğrendim ki…
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek; hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.

Öğrendim ki…
‘Bittim’ dediğin andan itibaren, pilinin bitmesine daha çok var.

Öğrendim ki…
Sen tepkilerini kontrol edemezsen, tepkilerin hayatını kontrol eder.

Öğrendim ki…
Kahraman dediğimiz insanlar, bir şey yapılması gerektiğinde yapılması gerekeni, şartlar ne olursa olsun yapanlar.

Öğrendim ki…
Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.

Öğrendim ki…
Bazı insanlar sizi çok seviyor; ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.

Öğrendim ki…
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz de bazıları hiç karşılık vermiyor.

Öğrendim ki…
Para ucuz bir başarı.

Öğrendim ki…
En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.

Öğrendim ki…
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları, kaldırmak için elini uzatır.

Öğrendim ki…
İki insan aynı şeye bakıp, tamamen farklı şeyler görebilir.

Öğrendim ki…
Âşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.

Öğrendim ki…
Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar, daha uzun yol yürüyor.

Öğrendim ki…
Hiç tanımadığın insanlar, iki saat içinde, senin hayatını değiştirebiliyor.

Öğrendim ki…
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.

Ataol Behramoğlu

Yaşamsal ve Kişisel Gelişim

Düşünmek senin düşleme yolunun bir parçasıdır ve kaderini biçimlendirmede en önemli etkendir…

Düşünceler her düzeyde daima yaratıcıdır. Düşünmek senin düşleme yolunun bir parçasıdır ve kaderini biçimlendirmede en önemli etkendir.
“Kendinizi gözlemleyin ! Kendinizi titizlikle irdeleyin! Varlığınızın en karanlık köşelerine kadar girin! Her türlü şüphe ve korkunuzu, daha yüreğinizde filizlenmeye başladığı o ilk anda kendi ellerinizle boğun. Gerekirse kendinize karşı zor kullanın. Kendinize mutluluk, huzur ve netlik yükleyin. Dışınızdaki dünyanın koşulları sizi mutsuz edemez, ama sizin mutsuzluğunuz dünyadaki tüm sefaletlerin kaynağını yaratır.

 

Stefano E. D’Anna

Genel

El Biçiminize Göre Karakteriniz

El Biçiminize Göre Karakteriniz

 

Ellerinizin biçimi ve parmaklarınızın sıralanış biçimleri, genel karakteriniz hakkında bilgi veriyor. Resimlere bakıp karşılaştırma yaparak merak ettiğiniz kişilerin karakteri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.

 

konik el biçimi

Konik Biçiminde Eller

Eğer parmaklarınıza doğru gitgide incelen bir el yapınız varsa, ellerinizin konik biçimindedir. Yaşam enerjiniz oldukça yüksektir. Neşeli ve hareketli bir yapıya sahipsiniz. Rutin ve tek düze bir hayat asla size göre değil. Hayal gücünüzün ve altıncı hissinizin kuvvetli olması, size girişimlerinizde başarılı olma imkânı tanıyor.

 

pisişik eller

 

Psişik Eller

Eğer sivri uçlu ve biçimli ellerim var diyorsanız, duygusal zekânızın oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Kırılgan ve hassas bir yapınız var. Çevrenize karşı son derece duyarlısınız. Görsellik sizin için ön planda. Ellerinin değdiği her şeyi güzelleştirebilen insanlardansınız.

kare biçminde eller

 

Kare Biçiminde Eller

El ayanız kare biçiminde, parmaklarınız ve tırnaklarınız küt kare uçlara sahipse, sizi üç kelimeyle tanımlayabiliriz: Kuralcı, prensip sahibi, iş kolik. Rutini bozmak size göre bir davranış biçimi değil. Tek düze, planlı programlı bir yaşamınız var. Yenilgi kelimesi lügatinizde yer almaz. Siz başarıya koşullanmış insanlardansınız. Ayrıca pratik zekânızla her işin üstesinden kolayca gelebiliyorsunuz.

 

spatula eller

 

Spatula Eller

Kürek gibi ellerim var diye sakın üzülmeyin! Sizin el biçiminize sahip olup da, zekâ düzeyi düşük çıkan insan henüz görülmedi. Akıl, fikir, mantık, yaratıcılık, girişimcilik… Daha saymaya gerek var mı? Elleriniz size, hayatta başarılı olmanın garantisini veriyor!

 

 

karışık eller

Karışık Eller

Diğer el biçimlerinin ayrı ayrı etkilerini taşıyan ellerinizde her parmağınızın tek tek incelenmesi gerekiyor. Şunu söylemeden geçmeyelim tüm bu biçimsizliğe rağmen en şanslı ellere sahipsiniz. Karışık el biçimi sizin çok yönlülüğünüzün işaretidir. Birbirinden farklı pek çok alanda başarılı olma sansınız vardır. Tüm el biçimlerinin karakteristik özellikleri sizin elinizde toplanarak sizi; sezgileri kuvvetli, duyarlı, prensip sahibi, zeki bir insan haline getiriyor.

 

 

 

 

 

Kelimeler Okyanusu

Zihni Özgür Bırakmak!

large (1)

 

George Dantzig anlatıyor: Berkeley’de California Üniversitesi Matematik Bölümü Öğrencisiydim. Her zaman ki gibi sınıfa geç girdim ve tahtadaki iki soruyu ev ödevi sanarak defterime geçirdim. O akşam, soruların üzerinde çalışırken bunun profesörün verdiği en zor ödev olduğunu düşündüm. Her gece, başaramasam da sırasıyla her iki problemin üzerinde saatlerce çalıştım.

Birkaç saat sonra beynimde bir şimşek çaktı ve her iki problemi birden çözdüm. Ertesi gün cevapları okula götürdüm.Profesör, masanın üzerine bırakmamı söyledi. Masanın üzerinde kağıttan bir tepe oluşmuştu. Benim kağıdımın bunların arasında kaynayacağını düşünüp bir sıraya üzgünce oturdum. Altı hafta sonra bir Pazar sabahı kapının vurulmasıyla uyandım. Kapıda profesörü görünce dondum kaldım. ‘George! George!’ diye bağırıyordu.’Problemi çözmüşsün’ dedi. ‘Tabiiki’ diye cevap verdim.’Çözmem gerekmiyor muydu?’ diye sordum.
Profesör, tahtaya yazılmış olan o iki problemin ev ödevi olmadığını, dünyanın önde gelen matematikçilerinin şimdiye kadar çözememiş oldukları iki ünlü problem olduğunu açıkladı. Birisi bana onların, iki ünlü çözülememiş iki problem olduğunu söyleseydi, sanırım onları çözmeyi denemezdim bile.

Kelimeler Okyanusu

Çanta…

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

 

Hiçbir güç, düş gücü kadar güclü değildir

Genc yonetmen yeni filmi icin yuzu duzgun, kamera karsisinda rahat, dus gucu geliskin bir kadin oyuncu ariyordu.Gazeteye ilan vererek adayları davet etmisti. Gun boyu pes pese girdigi mulakatlardan yorgundu.

O, kendine yeni bir kahve koyarken, siradaki oyuncu adayini iceri aldilar. Alimli genc kiz, yuzunde merakli bir tebessumle deneme kamerasinin karsisına oturdu ve yonetmenle sohbete basladi. Adi Emile Muller’di.

Kisa hasbihalden sonra yonetmen degisik bir sey denemis olmak icin “Cantanizi acip bana icindekileri birer birer anlatir misiniz?” dedi. Genc kiz arkadaki cantaya uzandi. Fermuvarini acti.

Once eline gelen iri kirmizi elmayı cikarıp anlatti:
“Bu elmayi sabah tezgah basinda meyvelerini parlatirken gordugum manav hediye etti. Cok istahli bakmis olmaliyim.” Sonra bir kitap cikardi. Henuz kitabın ilk sayfalarında oldugunu ve okudugu satirlardan cok etkilendigini anlattı. Romanin bas kahramaninin dalaverelerinden soz etti.

Ardından bir gazete cikardi:
Is araniyor ilanini orada okumustu. Listede, basvuracagi baska isler de vardi. Sonra makyaj cantasi, ajandasi ve not defteri…

Yonetmen, bu sonuncudan rasgele bir sayfa cevirip okumasini isteyince defteri acip mahcup bir edayla okudu genc kiz…

Ozel duygulardi okuduklari… Derken cantanın gizli bolmesine atti elini… Oradan iki fotograf cikardi. Biri uyuyan genc bir adam fotografiydi:
“Sevgilim” diye açıkladı:
“Fotograf cektirmeyi hic sevmez de… Ancak uykudayken cekebiliyorum fotografini…”

İkinci fotografin annesinin evlenmeden onceki hali oldugunu soyledi. O halini simdikinden daha cok seviyordu. Genc kizin, cantadan cikarip buyuk dogaliıkla anlattıgi her bir nesne, bir yapbozun parcalari gibi onun hayatindan kesitler sunuyordu.

* * *

Bu oyun, 15 dakika kadar surdu. Sonunda yonetmen Emile’e tesekkur etti. Cikarken kapidaki gorevliye telefonunu birakmasini soyledi. “Arkadaslar gelecek hafta sizi arar” dedi. Emile çıkarken, yönetmenin asistanı girdi içeri… Disarida bekleyen daha pek cok aday vardi. Yonetmen gerindi. Kisa bir mola vermek istedigini soyledi. Hala aradigini bulamamisti.

Yeni bir kahve doldururken karsisindaki sandalyeye asili cantaya ilisti gozu.. Biraz once icindekilerin birer birer anlatıldığı cantaydı bu… Telasla asistanini uyardi:

“Giden kız cantasini unutmus, hemen kosup yetistirsene…” Asistan kiz sandalyeye bakti ve “Yoo… O benim cantam” dedi.
Yonetmen, koltugundan ok gibi firlayiıp kapıya segirtti. Aradıgı oyuncuyu bulmustu.

“Hiçbir güç, düş gücü kadar güclü değildir.”

Genel

A’dan Z’ye Burçlar

burclar-gezegenler-crop_orig

KOÇ

Dışa dönük bir idealisttir!

Güçlü bir “ben” duygusu vardır. Her şeyin açık ve net olmasından hoşlanır. Kendi düşüncelerinin doğru olduğuna inanır. Yol gösterir fakat çok sabırsızdır. Koç burcu, Zodyak’ta birinci evde bulunuyor. Yönetici gezegeni olan Mars, fiziksel görünüşünü, bencil çıkarlarını, karakter niteliklerini, dış etkenlere uyumlarını ve tepkileri tanımlar, etkiler. Mars, ruhsal özellikleri ve davranışları da etkiler! Birinci ev, kişiliğin bilinçlenmesini etkileyen fakat kontrolümüzün az olduğu yaşam alanlarını simgeler. Birinci evi etkileyen iki önemli gezegen vardır, Mars ve Plüton.

En belirgin duygusu

Aşırı derecede hassas ve duygusaldırlar. İlkel bir öfke ve kızgın bir hava içinde olurlar. Neşeli bir yapıya sahiplerdir. Dışarıdan bakıldığında duygularıyla yaşayan bir insanı çağrıştırmazlar. Bu görüntüleri, duygularını göstermekten hiç hoşlanmamalarından kaynaklanır. Ne yaşıyorsa, kendi içinde yaşar!

Sevdiği mekân

Kalabalık mekânlardan ve renkli ışıkları olan yerlerden hoşlanırlar. Partilere bayılırlar ve hep aranan insan olmak isterler.

Katlanamadıkları

‘Seni seviyorum’ gibi kelimeleri kullanma sıklığının azalmasına ve ‘hep bir şeyler eksik’ cümlesine hiçbir şekilde katlanamazlar.

Alışveriş

Koç burçları, elindeki parayı en zor tutan burçlar arasında yer alıyor. Bir anda tüm paralarını bitirerek zorda bile kalabilirler. Savurgandırlar! Her gördüklerini almak gibi bir alışkanlıkları vardır. Bu huyları başlarına dert açsa da çok umursamazlar. Çünkü gönüllerinin zenginliğinden hiç şikâyet etmezler ve değişmek de istemezler.

BOĞA

Sıcakkanlı ve ne istediğini iyi bilen!

İnatçı yapıları genelde kendilerine dert olur. Materyalisttirler ve günlük düzeni bozma korkusuyla yaşarlar. Boğa burcu, Zodyak’ta ikinci evde bulunur. Yönetici gezegeni olan Venüs, para, sahip olunacak mal, mülk, mali durum ve iş hayatını, ticari yetenekleri, güvenliği ve ekonomik sorunları tanımlar ve etkiler. İkinci evin şifresi, para ve maddedir! Bunlara bağımlı olan lüks, konfor, servet, gelir ve ticari yetenekler, kazanma becerisi ve değerlendirme ikinci evden etkilenir. İkinci evin yönetici gezegenleri Venüs ve Ay’dır. İkinci evde bulunan diğer gezegenler, kişinin parasal ve maddesel tüm yetenekleri ile ekonomik seçeneklerini belirler.

En belirgin duygusu

Hareketlilik onlara göre değildir. Alıngan bir yapıya sahiptirler. Önlerine serilen fırsatları, kuşkuyla karşılayabilirler. Enerjilerini kullanmayı pek sevmezler! Daima temkinli ve mantıklıdırlar. Maddiyata önem verdiklerinden, hissiyatları da hep güvende kalabilmek üzerinedir.

Sevdiği mekân

Grubu topraktır. Doğa ile bütünleşme, hislerini her zaman tetikler. Doğayı çok sevdikleri için orman yürüyüşüne ya da pikniğe gitmekten çok hoşlanırlar.

Katlanamadıkları

Özür dilemekten hiç hoşlanmazlar. Eğer bir hataları varsa ve gerçekten karşı tarafa haksızlık yapmışlarsa, ancak o zaman özür dileyebilirler.

Alışveriş

Mantıklı hareket ederler. Paraya önem veren Boğa’lar alışveriş yaparken yarını ve geleceklerini düşünürler. Tutumludurlar!

İKİZLER

İnsanlara yardım etmeyi çok sever!

Genelde ortamın neşe kaynağı olurlar. Başkalarına karşı duyarlıdırlar. Düşünceleri berrak ve tarafsızdır. Dakiklerdir. İkizler burcu, Zodyak’ta üçüncü evde bulunur. Yönetici gezegeni olan Merkür kardeş ilişkileri, iletişimi, öğrenim ile kısa yolculukları, çevre ilişkilerini ve kısa süreli planları etkiler. Üçüncü evi tanımlayan şifre entelektüellik! Yakın çevre ve kısa yolculuklar, üçüncü evi temsil eder. Üçüncü evde bulunan gezegenler, kişinin yakın çevresi ile ilişkilerini, düşünce ve davranışlarını, toplumda var olma mücadelesindeki zihinsel tavrını doğrudan etkiler.

En belirgin duygusu

İkizler, arkadaşlık kurduğu insanlarla her hangi bir ortama girdiğinde, o ortamda neşe kaynağı oluverir.

Sevdiği mekân

Yeni yerler keşfetmeyi severler. Şık mekânlardan hoşlansalar da bilinmeyen balıkçı lokantalarına gitmeyi de isterler.

Katlanamadıkları

Karşısındaki insanın kendisini dinlememesine tahammül edemez! Çünkü dinlememek ona göre saygısızlıktır. İkizler için saygısızlık, affedilemeyecek bir kusur!

Alışveriş

Alışveriş yaparken pek de tutumlu değillerdir. Alışveriş onlar için önemlidir. Alacakları ne olursa olsun, teker teker denemek isterler.

YENGEÇ

Yengeç’ler iyi niyetlidir!

Merhametli oluşları, çevresindeki insanlar tarafından hoş görülür. Yumuşak huylulardır. İç dünyaları zengindir. Konuşmaları akıcıdır. Yengeç burcu, Zodyak’ta dördüncü evde bulunur. Yönetici gezegeni olan Ay kişinin doğumunu, ev yaşamını, olanaklarını, anne ve baba ile koşullarını, yaşam sonu şartlarını, kişisel bağlılıklarını etkiler. Dördüncü ev, aile ve yuvayı temsil eder! Doğal gezegeni Ay olmasına rağmen, güçlü gezegenler Jüpiter ve Neptün de dördüncü ev üzerinde etkilidir. Bu ev, oluşturduğumuz çevre koşullarını kuvvetli bir bağ ile yönetir. Bunların etkisinde kişi, yaşam boyunca kendisine uygun bir temel ilke oluşturur. Bu da daha çok içinde bulunduğu ev ortamında kendini belli eder.

En belirgin duygusu

Yengeç’ler anaç yapıları ve merhametli oluşlarıyla, bütün dikkatleri üzerlerine toplarlar. İyi niyetleri sayesinde birçok kazançları olur.

Sevdiği mekân

Deniz, nehir, göl kenarlarını kısacası sahilde olmayı çok severler. Bu mekânlarda huzur bulduklarına inanırlar.

Katlanamadıkları

Eğer partneri Yengeç’in kendi zevkleri dışında bir aktiviteyle beraberlik devam ettirmeye çalışıyorsa, Yengeç için bu durum hiç hoş karşılanmaz.

Alışveriş

Cimri davranan Yengeç’ler bazı durumlarda fazla para harcarlar. Alışveriş yapmak onlar için terapi niteliği taşır.

ASLAN

Aslan burcu cömerttir!

İleri görüşlü insanlardır. Kendilerini beğenirler ve ön planda olmaktan hoşlanırlar. Yaratıcılıkları gelişmiştir. Aslan burcu Zodyak’ta beşinci evde bulunur. Yönetici gezegeni olan Güneş, çocuklarını, eğlence ve zevk yaşamını, aşkları, tutkuları, sosyal etkinliklerini, alacağı riskleri ve atılacağı serüvenleri doğrudan etkiler. Beşinci ev, yaratıcılığı belirler!

Beşinci ev kişinin çocuklarını, tüm güzel sanatları, aşk ilişkilerini, sosyal çevresini, eğlence eğilimini, kumar ile olan ilişkisini ve maddi spekülasyonları yönetir. Bundan başka çocuklarının ilköğretim durumunu, spor çalışmalarını, yaratıcılık yönünden kişinin başarısını ve toplumda kabul edililirliğini gösterir. Beşinci ev başka bir deyişle dinamik gücümüzle yaşantımızda değiştireceğimiz tüm eylemlerin idare edildiği yerdir.

En belirgin duygusu

Aslan’lar neşelidir. Bulundukları ortamda etraflarına neşe saçarlar. Ön planda olmak için insanları kullanabilirler.

Sevdiği mekân

Aslan’lar pahalı mekânlarda bulunmaktan hoşlanırlar. Yurt dışında gezmeyi ve gece eğlencelerinde bulunmayı severler.

Katlanamadıkları

Aslan’lar kendilerine saygı duyulmamasından nefret eder! Onlar için saygı her şeyden önce gelir. Kendilerini dinlemeyen biriyle arkadaşlık kurmazlar.

Alışveriş

Alışveriş yaparken oldukça bonkör davranırlar. Her şeyi kolay kolay beğenmezler ve eğer bir alışverişte yanlarında arkadaşları varsa, onlara hesap ödetmezler.

BAŞAK

Son derece dikkatli olan Başak’lar detaycıdırlar! Titiz oluşlarıyla bilinen Başak’lar, tertipli ve alçak gönüllülerdir. Başak burcu, Zodyak’ta altıncı evde bulunur. Yönetici gezegeni olan Merkür, kafayı kullanma becerisini, çalışma yöntemlerini, kişisel çabaları, fiziksel ve duygusal sağlığı etkiler. Altıncı ev, işle ilgilidir ve yararlı sonuca ulaşmak için aklı kullanma yeteneğini gösterir. Bu evdeki gezegenler ve burada bulunan burcun karakteri ve oluşan bakış açıları, kişinin işine yaklaşım tarzını, metodunu, hizmetlerinin yorumunu, yararlı hedeflere ulaşmak için kafasını pratik ve olumlu biçimde kullanma yeteneklerini gösterir. Burçlar kuşağında Zodyak’ın ilk altı evi, kişisel bilgileri temsil eder! Yaşantının büyük bir kısmı, toplum içinde ve başka insanlarla temas içinde geçer. Bu nedenle bundan sonra gelen altı ev, daha çok toplum ilişkileri ile bağımlıdır. Kişinin yaşadığı topluma uyumunu, etkileşimini ve bunlara olan doğal tepkisini ortaya koyar.

En belirgin duygusu

Başak’lar duygularıyla değil, mantıklarıyla hareket etmeyi sever! Mantık çerçevesinde önemli gelmeyen hiç bir şey, hayatlarında yer almaz.

Sevdiği mekân

Ev sohbetlerini severler çünkü dostlarıyla vakit geçirmek isterler. Sinema ve konsere gitmekten hoşlanırlar. Abartısız mekânları tercih ederler.

Katlanamadıkları

Başak’lar her şeyi çok iyi hatırlar. Arkadaşlarının kendileri hakkındaki düşünceleri olumsuzsa, onları hayatlarından çıkartmayı bile göze alırlar. Eğer karşınızdaki insan Başak ise onun size söylediklerini unutmamaya çalışın.

Alışveriş

Detaya önem verirler. Alışverişten önce alacakları ürünü araştırırlar ve uygun fiyatlı ürünleri almayı tercih ederler.

TERAZİ

Son derece dengelidir! Ölçülü davranmaya çalışırlar. Adalet duyguları çok gelişmiştir. Yalandan nefret ederler. İletişimleri iyidir. Terazi burcu, Zodyak’ta yedinci evde bulunur. Yönetici gezegeni olan Venüs, yabancılarla olan ilişkilerini, seçilecek eş tipi ve evliliği, ortakları, yakın dostları, dostlukları ve toplum yaşamını etkiler. Yedinci ev, kişinin evliliğini, dostluklarını, ortaklıklarını ve toplum hayatını belirler. Bu ev, başkaları ile tüm ikili ilişkileri, kişinin eylemlerini, bunlara karşı başkalarının tepkilerini de belirtir. Yedinci ev aynı zamanda seçilecek eşin tipini ve ortağın niteliğini tanımlar. Yedinci evin yönetici gezegeni Venüs olduğu gibi diğer bir güçlü gezegen de Satürn’dür.

Sevgileri güçlüdür! Bazen karamsar davransalar da bu karamsarlıkları sadece bir kaç dakika sürer.

Sevdiği mekân

Eğlenmeye bayılırlar! Kalabalık ve müzikli ortamlarda bulunmaktan hoşlanırlar. Maçlar ve açık hava konserleri, onlar için iyi bir eğlencedir.

Katlanamadıkları

Karşısındaki insanın yalan söylediğini anladığı andan itibaren, onunla ilişkisini keser. Çok kıskançtır! Eğer partnerinin çevresini tanımazsa, kıskançlık krizlerine girebilir.

Alışveriş

Kaliteyi severler ve alışverişte estetiğe çok önem verirler. Kombin etme yetenekleri gelişmiştir. Alacakları ürün dayanıklıysa, para onlar için önemli değildir.

AKREP

Tutkulu insanlardır! Amaç sahibi olmak isterler. Hayal dünyaları geniştir. Kararları keskin ve kesindir. İçgüdüleri gelişmiştir. Akrep burcu, Zodyak’ın sekizinci evinde bulunur. Yönetici gezegenleri olan Mars ve Plüton, birleşik kazançlar, ortak evliliğe ait paralar, mistik deneyimler, kalıtımsal özellikler, miraslar, cinsellik, ölüm nedeni, bilinçaltı ve kişinin yararlarını doğrudan etkiler. Sekizinci ev, kişisel sahiplenmeyi temsil eden ikinci evin karşıtıdır! Dolayısıyla birleşik ve toplumsal kazançların yapıcısıdır. Burası, miras veya ortak çalışmaların ürünü olan gelirlerin de temsilcisidir. Sekizinci ev maddenin enerjiye dönüşmesi ile ilgili olduğundan, kişinin başka bir âleme göçmesi gibi olayların da belirleyicisidir. Fiziksel bedenin yok olmasının ardından, miras konusu ön plana çıkar. Bu oluşumun da yöneticisi bu evdir. Sekizinci evin yönetim yelpazesi içine cinsellik, ölüm ve yeniden yapılanma da girer. Cinsellik iki zıt kutbun birbiri ile buluşması ve kavuşum olduğundan dolayı, bu evin etkisi altındadır. Ölüm ve yeniden doğuş da birbirini etkileyen ve tamamlayan bir devinim olduğu için bu evin alanındadır. Sekizinci evin şifreleri cinsellik, ölüm, yeniden doğuş, miras, katılım ve birleşik kazançtır.

En belirgin duygusu

Bazı Akrep burçları karamsardır. Önlerine sunulan iyi fırsatları bile karamsarlıkları yüzünden kabul etmeyebilirler.

Sevdiği mekân

Gürültülü ortamları çok severler. Gece hayatlarından asla ödün vermeyen Akrep’ler, çekiciliklerini ortaya çıkaracakları yerleri tercih ederler.

Katlanamadıkları

Her şeyi kafalarına takarlar. Eğer Akrep erkeği size çiçek almışsa ve siz o çiçeği soldurmuşsanız, sizinle ilişkisini bitirebilir. Çünkü çiçek onlar için duyguları temsil eder.

Alışveriş

Alışverişe çıkmaktan hoşlanmazlar ama en büyük indirim takipçileridirler. Kimselerin görmediği detayları görürler.

YAY

Son derece açık sözlülerdir! Öğretmekten çok hoşlanırlar. Yargı duyguları ön plandadır. Yüce ruhlu ve cömertlerdir. Yay burcu, Zodyak’ta dokuzuncu evde bulunur. Yönetici gezegeni olan Jüpiter, kişinin ruhsal yaşamını, öğrenimini, uzun yolculuklarını, kanuni işlerini, düşlerini, uzak ülkelerdeki durumunu etkiler. Dokuzuncu ev, din, felsefe, kanun ve kişisel eğitimi temsil eder. Uygarlığa yerleşen bütün kurumlarla bağımlı etkenleri de belirtir. Öğretim ve yayıncılık gibi kuşaklara aktarılan bilgiler ve kuramlar da bu evin kapsam ve etkisine girer. Dokuzuncu ev, düşleri, plancılığı, ders çalışmayı ve kişinin kendini kanıtlaması için yapacaklarını etkiler. Uzun yolculuklar, yabancı ülkeler, uzak akrabalar ve insana ders verme durumundaki kişilerle bağlantılarla da doğrudan ilgilidir. Dokuzuncu evdeki burcun ait olduğu grup ve buradaki gezegenler, kişinin öğrenim, yolculuklar, uzak ülkelerdeki yaşam ve uzaklardaki insanlarla iletişimi konusunda nelerle karşılaşacağını açıklar.

En belirgin duygusu

Suskun olan Yay’lar konuşmaktan pek hoşlanmazlar. Üne kavuşma duyguları vardır ve bu yönde hareket ederler.

Sevdiği mekân

Sergi, konser, tiyatro gibi aktivitelere de katılmak isterler. Oralarda huzur bulurlar. Bulundukları ortamın keyfini çıkartmak isterler.

Katlanamadıkları

Çok sıkılgandır ve her şeyi tadında bırakmak ister. Uzun ilişkilerden hazzetmezler. Onlara bir şeyi bir kere söylerseniz yeterli olur.

Alışveriş

Alışverişten hoşlanmazlar. Gezerken gözlerine takılan bir şey varsa, onu almayı tercih ederler.

OĞLAK

Oğlak’lar çok sabırlıdır! Amaçlarına disiplinli bir şekilde ulaşmak isterler. Kararı kesindir. Karar verdikten sonra başkalarına aldırış etmez. Oğlak burcu, Zodyak’ın onuncu evinde bulunur. Yönetici gezegeni olan Satürn, kişinin kariyerini, politik yaşamını, niteliklerini, yaşamda iniş ve çıkışlarını, tüm uğraşları ve meslek yaşamını etkiler. Onuncu ev, kişinin profesyonel kariyerini ve mesleki itibarını yönetir! Kişinin toplumdaki mevkiini, sorumluluklarını, mesleki ve toplumsal saygınlığını, kazanacağı onur veya kaybedeceği değerleri, kariyerini, politik ve işle ilgili güçlerle olan bağlantısını belirler. Onuncu evdeki burcun karakteri, buradaki gezegenler ve bakış açıları, kişinin toplumdaki yerini, kariyerini ve ilişkilerini ve de bunlarla ilgili koşulları etkiliyor.

En belirgin duygusu

Oğlak’lar konuşmayı çok sever! Kendisine bir fikir danışıldığında, hemen fikir verebilme özelliğine sahiptir ve anlattıkça anlatır.

Sevdiği mekân

Tanıdığı insanların bulunduğu aktivitelere katılmayı severler. Yemekli toplantılar, sanatsal konserler ve abartısız organizasyonlar onlara göredir.

Katlanamadıkları

Onları sıkmamaya çalışın. Çünkü Oğlak’lar sıkıntıya hiç gelemez. Rahatsız olabileceğini düşündüğü durumlar yüzünden sinirli davranır.

Alışveriş

Boş yere alışveriş yapmaktan hoşlanmazlar. Alışverişe çıkmadan önce gerekli olanların listesini yaparlar ve sistematik bir şekilde davranırlar.

KOVA

Bağımsızlıklarına fazlasıyla düşkündürler! İleriye dönük hareket ederler. Yenilikçidirler. İnandıkları fikirlere varını yoğunu koyarlar. Kova burcu, Zodyak’ın on birinci evinde bulunur. Yönetici gezegeni olan Uranüs, dostları, umutları, arzu ve dilekleri, sosyal değerleri, yardımlaşmayı ve zihinsel özgürlüğü etkiler. On birinci ev, kişinin arkadaş edinme, topluluk kurma, görüşme ve evrensel konularda çalışma yeteneğini de belirler. Bilindiği gibi beşinci ev kişinin yaratıcılığını ortaya koyuş tarzını belirlemekteydi. Bunun karşı evi olan on birinci ev de bu olgunun toplum ile kesişim noktasını etkiler. Bu evde yönetici gezegen Uranüs-Satürn olduğu halde, güçlü gezegen Merkür’dür. Kişinin bu konularda ihtiyacı olan konuşma ve düşünme yeteneğini Merkür verir. Gezegenin evdeki veya başka bir konudaki durumuna göre etki altındaki kişi, bu yetenekleri ya kolaylıkla kullanır ya da kullanmakta zorluk çeker. On birinci ev, dostluk ve arkadaşlık gibi insancıl olgularla ilgili olduğundan, kişiye derin bir zihinsel özgürlük sağlar. Beşinci ev, cinsel içgüdüyle de bağlıdır. Bu konudaki zihinsel yaratıcılığa hizmet eder. Duygusal ilişkilerden uzak ve kişiye özgürlük sağlayan çalışmaları etkisi altına alır.

En belirgin duygusu

Suskun olan Kova’lar konuşmayı pek sevmezler. Toplum içerisine girdikleri zaman, konuşması gereken yerlerde konuşurlar.

Sevdiği mekân

Kova’lar kalabalık olan mekânları severler. Çevrelerinde kendilerini dinleyen insanlar olmasını isterler.

Katlanamadıkları

Kıskanılmaktan nefret ederler! Kıskançlık krizlerine girip onu daraltmayın. Nerede olduğunu ve kaçta geri geleceğini bilmeye hakkınız olduğunu hatırlatın. Aksi takdirde kafasına göre hareket eder.

Alışveriş

İyi bir indirim takipçisidirler. Alışverişte tek bir mağaza yerine bir çok mağazada gezmeyi severler.

BALIK

Mistik ve felsefi olayları bilmek ister! Rahatlarına düşkünlerdir. Mantıklı yönde hareket ederler. Eğer çok üstlerine giderseniz, gerçeklerden kaçmayı tercih edebilirler. Balık burcu, Zodyak’ın on ikinci evinde bulunur. Yönetici gezegenleri olan Neptün ve Jüpiter, gücü, başarısızlıkları, hastalıkları, gizli düşmanları, beklenilmeyen olayları, ruh sağlığını, alışkanlıklarını, bilinçaltı alışkanlıklarını, zihinsel sırlarını doğrudan etkiler. On ikinci ev, kişinin ruhsal sağlığını da belirler! İnsanın mutluluğu ve başarısı, fiziksel yapısı ile ruhsal varlığı arasındaki dengeye bağlıdır. Doğa kişiye ne kadar yetenek ve şans ivmesi vermiş olsa da bu dengeyi kuracak oluşumlar yerinde değilse, mutsuzluk ve sıkıntı tabloları gözlenir ve bu tablolar kaçınılmazdır. Bütün bu oluşumlar, on ikinci evin denetimi altındadır. On ikinci ev, kişiyi derin bir anlayış ve sezgi gücüyle önemli hizmetlere ulaştırabilir. Sevgi ilkelerine bağlı kişiler, sahip oldukları öteki somut yeteneklerini, insanlık yararına kullanabilirler. On ikinci evin şifresi, bitirilmemiş işler, gizli düşmanlar, her çeşit sır ve dengelenmeyen ruhsal sağlıktır.

En belirgin duygusu

Balık’lar canları sıkıldığında, yalnız kalmayı tercih ederler. Eğer mutluysa, arkadaşlarıyla olmayı tercih eder ve ortamın neşe kaynağı olur.

Sevdiği mekân

Deniz kenarında bulunan restoranları, romantik müzik dinleyebileceği mekânları tercih ederler. Sanatsal aktivitelere katılmaktan mutlu olurlar.

Katlanamadıkları

Balık’ları küçük düşürmeyi denemeyin! Onlar her zaman onaylanmak isterler. Kalabalık bir ortamda arkadaş grubuyla gidilen bir yemekte, ona ‘kilo aldın, tatlı yemesen iyi olur’ gibi sözler söylemeyin çünkü karşılığı hemen gelecektir.

Alışveriş

Balık’lar alışveriş yapmaya bayılır! Asıl ihtiyaçları olan dışında her şeyi alırlar. Çünkü ne istediklerini kestiremeyebilirler. Para harcamayı severler.