Sağlık Ve Güzellik

Uykusuzluk Sorununuza Bitkisel Bir Tarifimiz Var!

Uyku-Haplarina-Alternatif-Bitkisel-Tedaviler

 

Uykusuzluk Sorununuza Bitkisel Bir Tarifimiz Var!

Uykusuzluk sorunu yaşamayan hiç kimse, uyuyamayanın verdiği eziyeti ve hayat kalitesini ne denli etkilediğini bilemez. Uyku hapı alarak uyuyan çoğu insan, hiçbir zaman doğal uyku kadar dinlenemediklerini, tam manasıyla uyandıktan sonra bile uyuşukluk hissettiklerini deneyimlemişlerdir. Gelişmiş ülkelerin en büyük sorunlarından birisi olarak kabul edilen uykusuzluk sonrası alınan uyku ilaçları, birçok yan etkisine rağmen alınıyor. Çoğu uyku ilacının içerinde uyuşturucu kimyasal maddeler bulunuyor ve yatıştırıcı özellikleri sebebiyle alışkanlık ve bağımlılık yaratabiliyor. Zihinsel faaliyetler engelleniyor, alınan alkolün etkisi güçleniyor hatta kişinin etkin bir şekilde hayatına devam etmesini zorlaştırıyor. Bu sebeple farmakolojinin gelişmesiyle hemen her gün piyasada bir yenisini bulabileceğiniz uyku haplarına itibar etmeden evvel bitkisel birkaç alternatifi deneyimlemenizi öneriyoruz.

Uykunun ve uyku mekanizmasının henüz tanınmadığı ve araştırmaların bu denli fazla yapılmadığı zamanlarda insanlar uykusuzluk için ilk çare bitkilere başvurmuşlardır. İlaçların günümüzde çok sıkıcı yan etkilere sahip olduğunu biliyor ve her hangi bir sorunumuzda ilk önce bitkisel tedavilerin neler olduğunu araştırıyoruz. Zaten çoğu uyku hapının da içeriğinde bu bitkilerden faydalanılmış ve etken maddesi bu şifalı bitkilerden yapılmıştır.

Uykusuzluğa iyi gelen şifalı bitkilerin sinir sistemi üzerinde yatıştırıcı bir etkisi bulunuyor. Akdiken, fesleğen, aslankuyruğu, gelincik, karayemiş, mercanköşk, marul, haşhaş, çarkıfelek(passiflora), çuhaçiçeği, söğüt, kediotu gibi bitkiler uykusuzluk için yüzyıllardır kullanılıyor. Uykusuzluk çayı olarak bilinen ve çoğu şifalı bitkiyi aktarlardan bulabileceğiniz bir tarifimiz var.

30 gr portakal yaprağı

30 gr melisa yaprağı

10 gr nane çiçeği

20 gr akdiken çiçeği

20 gr kediotu kökü

10 gr mine çiçeği

Bu şifalı bitkilerin hepsini harmanlayın ve 3 su bardağı suyun içinde kaynatın. Kaynar kaynamaz altını kapatıp demlenmesini sağlayın. Gece yatmadan evvel 1 su bardağı kadar içmeniz öneriliyor.

Ayrıca ıhlamurun ve çarkıfelek meyvesinin de uykusuzluğa karşı bir etkiye sahip olduğunu düşünürsek, uyumadan evvel bir fincan ıhlamur çayının da çarkıfelek meyvesinin suyuyla içilmesi uykusuzluğunuza çare olabilir.

Bambum.com

Kelimeler Okyanusu · İslamiyet

Namaz birazda şu demek:

10649856_745429552194699_8903611264418399613_n

Namaz birazda şu demek:
Allah’ım yine ben geldim
Yüzüm yok ama yine de geldim
Bu gelişi sevmek say
Bu gelişi pişmanlık say
Bu gelişi keffaret say
Bana gelmeyi verdin
Hevesim say
Zaaflarımı sevmediğime say
Ellerimi kaldırıp getirecegim tekbir ile önümde
kalbimde ve tüm zihnimde olanları
elimin tersiyle
geriye attım say
Huzuruna kapandım say
yüceliğinin önünde eğiliyorum say
Yalnız sana secde eden bu yüreği
başkalarının önünde eğdirme say
Yanlışlarımı sevmediğime say
Ben seni seviyoruma say
Beni bana bırakmaya say
Bak burdayıma say
N’olur yüzüme sürdüğüm ellerimi
geriye indirmeden affıma say
Bu gelişi
eğilişi
bükülüşü
secde ve duruşu
seni sevdiğime şahit say

Mehmet Deveci

Yaşamsal ve Kişisel Gelişim

Siz problemlerinizin herhangi birinden çok daha önemlisiniz…

Cesaret güçlüklerle başa çıkma gücüdür. Aklınızdan gelir ve dış koşullardan daha güçlüdür. Problemlerinizden daha büyük olduğunuzu fark ettiğinizde, her şeyi yenecek cesareti kazanırsınız. Önünüzdeki engeller sizin büyük ya da küçük olmanıza göre büyür ya da küçülür. Cesaret hayal edilenin karşısında durma kapasitesidir. Size gerçeğin üzerinde yükselme yeteneği verir.

Siz problemlerinizin herhangi birinden çok daha önemlisiniz.

Laura Rooney

tumblr_ndasik07KP1r1thfzo9_500

Yaşamsal ve Kişisel Gelişim

Duygusal Bağımlılıklar

Duygusal Bağımlılıklar

 

İnsan bedenini ve ruhunu esir alan bu bağımlılıklar bir nebze daha kolay teşhis edilebilir, kişinin gayreti ve kararlılığı ile ve çevresinin desteği ile yol yakınken üstesinden gelinebilir. Ya madde bağımlılıklarının da asıl sebebi olan duygusal bağımlılıklar?

 

AFFETMEKFreedom

 

Çocukken yaşına göre uygun sorumluluk ve özgürlük verilmemiş çocuklarda anneye bağımlılıkla başlar bu süreç. Annesi olmadan hiçbir şeyi tek başına yapamaz çocuk. Daha doğrusu yapmak istemez. Korkar. Tek başına yemek yiyebileceği yaşa geldiği halde hala anne yediriyorsa, duşunu tek başına yapacakken anne yaptırıyorsa, tek başına, kendi yatağında yatmayı bilmem kaç yaşına kadar öğrenemediyse, okul çağında annenin desteği tüm ödevlerini birlikte yapmaya kadar varıyorsa gerisini siz hesap edin.

Yaşından büyük sorumlulukla boğuşmak zorunda kalan, yeterince desteklenmeyen ve yönlendirilmeyen çocuklar da aradıkları desteği arkadaş çevresinden ya da karşı cinsten bulma umuduyla onlara bağımlı olur. Sevildiğini, önemsendiğini, işe yaradığını, takdir edildiğini hissetmek istemek de bağımlı olmayı tetikleyen duygusal uyuşturuculardır.

Bu duyguların verdiği haz ruha kısa süreli geçici bir mutluluk verir. Ve kişi doğal olarak, bu mutluluğu tekrar yaşamak ister. Bunun için ego karşısındakileri tatmin etmesini sağlayacak maskeler takmasını telkin eder. Bir elinde de o yaşadığı geçici mutluluğu gösterir kişiye. O mutluluğu almak istiyorsa egonun dediklerini yapmalıdır. Bu süreç böyle devam eder. Egonun telkinleri, anlık mutluluklar için takılan maskeler, verilen tavizler, entrikalar, oyunlar, elde edilen kısa süreli ağrı kesici mutluluklar, sonra pişmanlıklar, çelişkiler, mutsuzluklar ve sonuç bağımlılık.

Bu durumun madde bağımlılığından bir farkı yoktur. Madde bağımlılığında alınan maddenin ardından kısa süreli bir mutluluk ve sonra daha fazla duygusal çalkantılar, mutsuzluk, depresyon yok mu? Kişi her dozdan sonra daha çok dibe vurur ve bedenin, ruhun o kısa süreli mutluluğu hissetmesi için her seferinde daha fazla maddeye ihtiyaç duyar. Beden artık maddenin esiri olur. Duygusal bağımlılıkta da kısa süreli mutluluklar, asıl sorun çözülmediği için gittikçe daha kısa süre etkili olur. Ruh çırpınır durur. Çünkü kodlarına, yaratılışına aykırı bir durumun içinde huzurlu, sağlıklı ve dengeli olabilmesi mümkün değildir.

duygusal bağımlılıkDuygusal bağımlılıklar en çok özel ilişkide zorlar insanları. Çünkü mesafelerin en az olduğu, paylaşımın ve beklentilerin en fazla olduğu ilişkilerdir özel ilişkiler. Birbirini olduğu gibi kabullenmek zordur. Çocuğumuzu ya da ailemizi olduğu gibi kabullenmek daha kolay gelir bize doğal olarak. Ama özel ilişkide tatmin olmayınca “bitmeli mi, devam mı etmeli” ikilemini yaşarız ve bu çelişki ilişkiyi kontrol altında tutma bağımlılığına dönüşebilir. Ya da “ya biterse” korkusu bizi ne olursa olsun ilişkinin içinde kalma bağımlılığına iter.

Bağımlılık varsa doğallık kaybolur. Maskeler piyasaya çıkar ve o maskeleri taşımak yorucudur. Her tartışmanın ardından birbirine çekilerek barışır çiftler ve kısa süreli bir anestezi etkisine girerler. Sorunun kaynağı keşfedilip çözülmezse, ağrı kesiciyle geçiştirilmiş diş ağrısı gibi, kısa bir süre sonra sorunlar yine ceee diyerek hortlarlar. Yine mutsuzluk, huzursuzluk. “Hani ne bir arada ne ayrı yapamıyoruz” derler ya, bu bağımlı çiftlerin kendini tanımlamasıdır.

Bağımlı ilişkilerin kaderi uzun ve yorucu bir yıpranma ve yıpratma sürecidir. Çözümsüzlüktür. Uzaklaşmaktır,. Bitiştir. Fakat karşılıklı sağduyu ile sorunların çözülmesi, ortak bir yol belirlenmesi, karşılıklı saygı ve sevginin pekiştirilmesi gibi aydınlık bir yol tercih edilirse; sonuç bağımlılığın gerçek sevgiye dönüşmesiyle tarafların cenneti olur.

Tercih kişilerindir. Her zaman ve her şeyde olduğu gibi.

Ego hal değiştirmekten hoşlanmaz. Alıştığı durumdan memnundur. Bir noktadan diğer noktaya gitmekten korkar. Sanki dünya başına yıkılmış da altında kalmış gibi acı çeker.

‘Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?     Şemsi Tebriz-i

Bir insan düşün ki özel ilişkisinde ciddi sorunlar yaşıyor. İlgisizlikten, alakasızlıktan şikayetçi. Fakat bu durumdan rahatsız olmasına karşın ne olursa olsun ilişkinin içinde kalma alışkanlıklarından vazgeçemiyor. Sorunu dile getirmeye çalıştığında, tartışma, uzaklaşma, soğuklukla karşılaşırsa, mesele tam çözülmeye başlayacakken, zafiyet duvarına takılıyor ve ego telaşlanmaya başlıyor. Çünkü ne kadar rahatsız olsa da alıştığı şeylerin dışında, rahatını bozacak durumlardan hoşlanmaz ego. En önemli kozu olan kaybetme korkusunu kişiye enjekte eder. O zaman da gelsin tavizler.

Bağımlılık, takıntı gibi tanımlamalar bir birine o kadar yakın anlamlar taşır ki ve o kadar birbiri içindedir ki biz ayırt edemeyiz. Sorunların kaynağı olan taşın altından genellikle geçmiş yaşanmışlıklar çıkar. Başkalarının “ne var bunda” diyeceği şeylere, bazıları aşırı duygusal reaksiyonlar gösterebilir. Örneğin daha önce terk edilmişlik, yalnız bırakılmışlık duygusunu yaşamış bir insana ilişkinizdeki problemleri çözmek, yıpranmışlığı gidermek gibi güzel bir niyetle de olsa “ Bir süre ara verelim. Görüşmeyelim” derseniz. Aşırı tepki gösterecektir. Yalnız bırakıldığı zamanlarda yaşadığı tüm duyguları bilinçaltı tekrar aynı tazelikte ona yaşatacaktır ve bu sefer yıpranma payı daha fazla olacaktır. Ya çok konuşarak ya da içe kapanarak yaşadığı duygunun üstesinden gelmeye çalışacaktır.

Peki neler yapabiliriz?

* Öncelikle bağımlılıklardan, korkulardan, takıntılardan kurtulmak için niyet etmeli.

* Sonra problemin kişideki hasarının derinliğine göre profesyonel bir destek almaya gerek var mıdır yok mudur karar vermeli. Unutmayalım. Ne kadar güçlü, inançlı, bilinçli ve farkında olsak da bu tür sorunları yaşayabiliriz.

*Kendinize objektif bakın. Kızmayın. Önemli olan durumun farkına varıp, çözüm aramaktır. Tohumları taa çocukluğunuzda siz farkında değilken ekilmiş, zararlı otlardır çoğu. Ya da sizin zehirli çıkacağını bilmeden ektiğiniz tohumlar.

*Psikiyatr ya da nlp, reiki, eft gibi alternatif yöntemlerin desteğini almak çözüm sürecini hızlandırabilir.

* Sorunun nedenini biliyorsanız, bu nedenin farkında olun. Yaşadığınız duygu size uğradığı zaman onu reddetmeyin. Sedona yönteminde olduğu gibi kendinize izin verin. Yaşayın. Ve onu serbest bırakmaya niyetli misiniz? Kendinize sorun. Evet cevabını aldığınız zaman şimdi bırakıyor musun? Deyin ve “evet şimdi” cevabından sonra bırakın. Elinizdeki bir şeyi bırakarak da bunu somutlaştırabilirsiniz.

* Yaşadığınız duyguyu tetikleyen olaylardan bir süre uzak durun. Yani yaraya tuz basmamaya özen gösterin. Çevrenizden, yakınlarınızdan destek alabilirsiniz. Örneğin; çocuğunuz, sevgiliniz ya da arkadaşınızın sizi kandırması korkunuz varsa ve bu durum onları sürekli kontrol etme bağımlılığına dönüşmüşse, onları aradığınızda endişeniz ses tonunuza yansır. Hesap sorar gibi konuşursunuz. Egonuz size çoktan geçmiş kandırılma hikayelerinden bir demet yaparak kandırılma duygusunu yaşatmıştır. Size yansıyan geçmiş hikayeler değil, sadece duygusu olur. Ortada da bir şey yoktur üstelik. O anda farkında olup yaşadığınız kandırılmışlık duygusunu bilinçli olarak tam oraya, tam o anda serbest bırakın. Kendinizi tutamadığınız zamanda reaksiyon gösterirseniz muhatabınıza dürüstçe bunun bilinçaltı kontrolsüz bir tepki olduğunu söyleyin ve anlayışını rica edin.

*Kaybetme korkusu ile telaşlanırsanız, üzerine gidersiniz, saçmalarsınız, gereksiz diyaloglara girersiniz, rahatlayayım derken daha çok telaşlanırsınız. Bu sefer küçük düştüğünüz hissiyle agresifleşebilirsiniz. Ok yaydan çıkar. Merkezden uzaklaşırsınız. Telaşlanmaya başladığınızı hissettiğiniz anda bir an durup, hatta üzerine bir gece yatıp sonra davranabilirseniz bu işi çözesiniz.

*Duygularımızı kontrol edemeyebiliriz ama davranışlarımızı kontrol edebiliriz. Kontrolsüz duygular davranışların kontrolünü ele geçirirse, kaos bizi girdap gibi içine çeker.

*Davranırken bağımlılık paniği ile durumu kurtarmak için mi? Yani krizi gidermek için duygusal uyuşturucu almak için mi? Yoksa gerçekten öyle davranmak istediğiniz için mi davranıyorsunuz? Kendinize sorun. Hem kendinizi doğru ifade edeceğiniz, hem de daha iyi hissedeceğiniz bir yol bu analizin arkasından açılacaktır.

Bakmayın böyle bilmiş bilmiş ahkam kestiğime. Her insan gibi bu dar sokaklardan ben de geçtim. Geçiyorum zaman zaman, geçeceğim de ve çevremde yaşanan her hayatı, duyguyu, etkiyi, tepkiyi gözlemliyorum.

Naçizane yazdığım öneriler kitap bilgisinden çok uygulamalı ve gözlemci hayat bilgisinden damıtılmıştır.

Hayatın duraklamaya tahammülü yok. Her an pür irade ve tam gaz netlik istiyor bizden. O halde nefes olduğu sürece umut vardır diyoruz ve direniyoruz.

 

Kelimeler Okyanusu

Sokrates e göre üç çeşit insan vardır :

socratesdeadSokrates e göre üç çeşit insan vardır :

Birinci Tür İnsan:

Bilmediğini bilmeyen insan
Bütün kapılarını eliyle kapatıp uykuya dalmıştır
Uyuyan insan hiçbir şeyi öğrenip anlayamaz bilip tanıyamaz ancak geçireceği bir şokla uyanabilir.!

İkinci Tür İnsan
Bilmediğini bilen insan
Uykudan uyanarak eksikliğini fark eden kararlı bir şekilde eksikliklerini tamamlamaya arzulu ve uyanan insandır
Süreç içerisinde kendini geliştirip olgunlaşacaktır !

Üçüncü Tür İnsan
Bildiğini bilen insan
Buna uyanık ve Olgun Kamil insan da denebilir Bu özelliklere sahip bir insan varoluşun hayatın anlamını sezip arzularını ve nefsini bu anlama uygun bir şekilde yönlendirebildiği ölçüde huzuru ve mutluluğu elde edebilecektir !

Genel

Burçların Risk Aldıkları Konular

burclar-ve-riskler-crop_orig

Burçların Risk Aldıkları Konular

Koç

Lider ruhlu Koç burçları, iş kurmak ve yürütmek konusunda risk almaktan asla vazgeçmezler. Hırsları ve idealleri peşinden koşmayı kendilerine ilke edinmiş Koçları, işten kaçarken görmek imkansızdır. Bir diğer konu ise dürüstlükleridir. Söylediklerinin yanlış anlaşılabileceği ihtimaline rağmen gözlerini karartıp doğruyu söylerler.

Boğa

Sanata düşkün Boğalar için risk, hayatlarında yer etmesini istedikleri bir şey değildir fakat genel itibari ile bir iş ya da ailevi konuda risk almaktansa, aşk konusunda riskli davranıp, belki de platonik bir aşkı karşılıklı aşka çevirmeye çalışırlar ya da inatlarını devam ettirme konusunda risk alırlar. Çünkü görmek istemedikleri gerçekleri görmemek için biraz uğraşmak isterler, yine de en sonunda doğruyu göreceklerdir.

İkizler

Canlı, konuşkan ve üretken İkizler burcunun risk almak isteyeceği bir konu varsa o da daha çok arkadaşa sahip olabilmektir. Onun için etrafındaki insan sayısının azalması, başına gelebilecek en kötü şeylerdendir. Bu yüzden risk alması gerekse de, arkadaşlık duygusundan ve yeni arkadaş edinme isteğinden vazgeçmezler. Bir diğer gözlerini karartabilecekleri durum, anlık olsa da, fazla para harcama konusudur. Bu konuya da dikkat etmeleri gerekir.

Yengeç

Yengeç burcunun risk almaktan asla kaçmayacağı konu, ev kurma konusudur. Bir Yengeç için, hayata bir aile olarak devam etmek, yaşamak istediği en önemli şeylerden birisidir. İlişkiyi yaşamaya başlamak, devam etmek, ettirmek için çabalamak ve evlenmek gibi konular gündeme gelince, ev kurma aşamasındaki sakin Yengeç, bir kartala dönüşür. Yengeç burcu yaptıklarının hiçbirisini risk olarak görmez tabii ki de. Onlar için her şey olması gerektiği gibi devam ediyordur.

Aslan

Özgürlüğüne düşkün Aslan burcunun risk alabileceği öncelikli konu, ilişkide birlikte olduğu kişiye, bir “resmiyet” olmadan ilişkiye devam etmek istediğini söyleme konusudur. Çünkü onlar işin içine resmiyet girdiğinde uzaklaşmak isterler. Bir evlilik kurumundansa, herkesten uzakta sade bir aşk hayatı yaşamayı tercih ederler. İşte bu konu onlar için risk konusu olur, eğer eşleri bu duruma uygun birisi değilse, ilişkide kısa süreli problemler yaşayacaklardır.

Başak

Dikkatli ve titiz Başak burcu için risk almak zorlandıkları bir gerçek olsa da, alacakları en büyük risk aşık olmaktır. Çünkü aşık olmak duyguların devreye girmesi, mantığın neredeyse yok olması demektir. Aklı ve mantığı ile hareket eden Başak burçları için işte bu savaş demektir. Gözlerini karartarak bir aşka dalmasalar da, bu aşk için risk almış olmaktan da gocunmazlar, hatta bir süre sonra aşkın verdiği mutluluk ile keşke’leri iyi ki’lere dönüşür.

Terazi

Terazi burçlarının, riski gördüklerinde uzaklaşmak yerine, koşarak içine atlayacakları konu, adaleti sağlamaktır. Siz sadece onlara çözülmesi gereken bir dava verin ve nasıl işin içinden çıktıklarını görün. Tüm detayları ile olayı algılamak, yeniden mantık çerçevesine oturtmak gibi konular için her türlü kaynağa ulaşacak, her ince ayrıntıyı detaylandıracak, kendini riske eden zamanlarda, riskten kaçmayacaktır. Bir diğer konu ise aşktır. Aşk söz konusu ise Terazi oradadır.

Akrep

Fantastik dünyanın oyuncuları Akrepler için risk almaktan vazgeçmeyecekleri en önemli konu hayal dünyalarıdır. Onlar hayal dünyalarını geliştirmek, onları var etmek ve hayata geçirmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Çünkü Akrepler için dünya henüz yeterince onarılmış, düzenlenmiş, mistik ve fantastik değildir. Bir diğer risk almaktan korkmadıkları durum ise yeni fikirler üretip, sunmaktır. Bu fikirler genelde teknolojik alanlardadır.

Yay

Maceracı Yaylar için risk almaktan vazgeçmeyecekleri konu, sonsuz gezme istekleridir. Onlar dünyanın bir ucundan diğer ucuna gezmek, yeni insanlar tanımak, yeni hatıralara sahip olmak isterler. Bu yüzden iş hayatlarını, aşklarını ve hatta ailelerini riske atabilirler. Söz konusu keşfetmek ve yaşamak, yaşamın tadına varmaksa, Yay mutlaka o civarlardadır. Eğitimlerini geliştirmek için de risk almaktan çekinmezler. Eğitim şanslarını arttırmak için, alıştıkları yerleri dahi değiştirebilirler.

Oğlak

Ticari zekaları gelişkin Oğlaklar için risk almak, çocuk oyuncağıdır. Konu ticarete ve işe geldiğinde, onlar korkusuz bir kahramana dönüşürler. Daha çok kazanmak ve ilerlemek için, iş hayatının getirdiği tüm riskleri almaya hazırlardır. Para ile içli dışlı oldukları için, hesaplarını doğru yapıp, risklerden sıyrılmayı da iyi bilirler. Küçük adımlarla büyük işleri yapmaktansa, büyük adımlarla, büyük işleri daha kısa sürede yapmaya çalışırlar. Çünkü ne kadar kısa sürede daha fazla para kazanabilirlerse, o kadar iyidir.

Kova

Orijinalliği, etkileyiciliği ve azmi ile bilinen Kovalar için risk, en çok yeni şeyler üretme konusunda alınır. Onlar reform yaratacak şeyler için pek çok görüşü ve kişiyi karşılarına almak pahasına yenilik yaratmaya çalışırlar ve bu yenilikleri uygulamaktan da geri kalmazlar. Çünkü onlara göre yaratıcılık, risk alınmadığı sürece ortaya çıkan bir şey değildir. Sezgilerini ve çekici mizaclarını kullanarak da yarattığı yenilikleri kolayca kabul ettirebilirler. Kova burçları bir yaratım sürecinin dâhisidirler.

Balık

Hayalperest, aşka ve duygularına düşkün Balıklar için en büyük riskler hep aşkta alınır. Balık burçları, aşka kazanmayı da kaybetmeyi de severler. Onlar için birlikte olmanın da, ayrılmanın da, uzun süre yalnız olmanın da farklı tatları vardır. O yüzden hepsini deneyimlemek onlar için üzücü değil, risk sonucu hayat verici şeylerdendir. Karşılıksız aşklara düşmeyi severler, birden risk alıp tüm duygularını açarlar. Risk alıp ayrılırlar ve hepsini farklı farklı yaşamak isterler. Balık neredeyse risk orada, aşktadır.

 

Zeynep Turan